
En Kısa Ayın En Uzun Gecesi
Şubat…
Takvim yapraklarında en kısa, bizler için belki de en uzun ay.
Soğuk, sert, ayazı keskin…
Ama 2023’ün Şubat’ı soğuğuyla değil, yüreğimizde bıraktığı yangınla kazındı hafızamıza. O sabah, o gece, o an…
Saat 04.17
Zaman durdu.
Bir ülkenin, milyonlarca insanın hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacak şekilde paramparça oldu. Evler yıkıldı, hayaller yıkıldı, umutlar yıkıldı. Enkazın altında sadece bedenler değil, nice hikâyeler, nice gülüşler, nice yaşanmamış anılar kaldı.
Şubat hep kısaydı ama o yıl uzadı, uzadı, bir ömür gibi oldu. Enkaz başında bekleyen anneler için, kayıplarını arayan çocuklar için, elleriyle kazıyan babalar için günler geçmedi. Gece hiç bitmedi. O ayın sabahı olmadı.
Bir ülke sustu…
Ama sessizlik, sadece yasın sessizliği değildi. Sessizlik, geciken yardımların, duyulmayan seslerin, kurtarılamayan hayatların sessizliğiydi. O gün orada olanlar, kurtulup da nefes alanlar, bir daha hiçbir şeyi eskisi gibi hissetmedi.
Bir zamanlar soğuğuyla anılan Şubat, artık bir acının adıydı. Bir matem, bir yas, bir unutulmayan yara…
Şubat hep kısa kalacak takvimlerde ama bizler için hep uzun olacak. 6 Şubat, toprağın altına bıraktıklarımızla birlikte, içimizde taşıdığımız o ağır yükle sonsuza kadar bizimle kalacak.
Ve biz, hiç unutmamalıyız.
Unutursak, bir daha olur. Unutmazsak, belki bir daha yaşanmaz.
Şubat’ın soğuğunda yitip giden tüm canlara bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.